AVUKAT TUTMAK ZORUNLU MUDUR?

•    Türk Hukuku’nda tarafların avukat ile temsil edilmesi gibi bir zorunluluk düzenlenmemiştir. Aksine taraf ehliyeti olan herkesin mahkemelerde kendisini temsil etme hakkı vardır. Ancak her alanda olduğu gibi hukuki işler de uzmanlık gerektirir. Kanun, tüzük ve yönetmelikler ile ve ayrıca Yargıtay içtihatları ve mahkeme uygulamaları karşısında hak kaybına uğramamanız için bu alanda özel eğitim görmüş bir avukattan hukuki yardım almanız gereklidir. Bu sebeple hukuki konularda gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmadan hareket etmek telafisi zor olan zararlara yol açabilir.
•    Bundan ziyade hukuki işlemlerinizi yapmadan önce bir avukata danışmanız ileride karşılaşabileceğiniz hukuki sorunları önleyecek, işin mahkemeye intikal etmesi halinde uğrayacağınız zaman, emek ve maddi kayıplarınızın önüne geçecektir.

•    Diğer taraftan bir suçlamayla karşı karşıya kalan bir kişi, avukat tutma, avukatı varsa onu çağırma, avukat olmadan konuşmama, avukat tutacak maddi gücü yoksa kendisine avukat tayin edilmesini isteme hakkına sahiptir. Her soruşturmadan önce sanık veya şüpheliye bu hakkı hatırlatılmak zorundadır. Sanık veya şüpheli tarafından avukat talep edilmesi halinde barodan bir avukat görevlendirilir. Yine yasanın öngördüğü bazı zaruri hallerde de talep üzerine yine barolarca avukat tayini yapılmaktadır.
 

AVUKATLIK ÜCRETİ NEDİR?
•    Avukatlık mesleği bir serbest meslek faaliyetidir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’ inci maddesinde serbest meslek faaliyetinin tanımı; “Sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” şeklindedir.
•    Avukatlar hukuk alanındaki bilgi ve tecrübelerini diğer insanların istifadesine sunarlar. Nasıl ki bir doktorun özel muayenehanesine gidildiğinde bir ücret ödemeniz gerekiyorsa avukat bürosuna gidip herhangi bir hukuki sorunla ilgili soru sorulduğunda veya vekâleten iş takibinde bir ücret ödenmesi gerekmektedir. Avukata ücret ödenmesi aynı zamanda yasal bir zorunluluk olup avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen değerler altında ücret sözleşmesi yapılması da yasaklanmıştır.
•    Avukata ödenecek ücretin kapsamı avukat ve vekil eden arasında yapılacak sözleşme ile belirlenebilir. Ancak bu konuda sözleşme yapılmamış ise verilen ücretin hangi işleri kapsadığı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenmiştir. Buna göre verilen ücret, sözleşmenin konusunu oluşturan işle ilgili kesin hüküm elde edilinceye kadar devam eden tüm iş ve işlemleri kapsamaktadır.
 
TELEFON İLE SORULARIMA YANIT ALABİLİR MİYİM?
Genellikle telefonla danışma şeklinde bir uygulama olmamakla bir birlikte Salt hukuki mütalaa gerektirmeyen sorularınıza kısa cevaplar verilebilmektedir. Ancak bu yolla alacağınız bilgiler hiçbir zaman karşılıklı görüşmeler ile size sunulacak bilgilerin yerini tutmayacaktır. Bu nedenle ve avukatlık bürolarının randevusuz çalışmamaları sebebiyle öncelikle irtibat kurduğunuz avukatlık bürosundan yüz yüze görüşmek üzere bir randevu talebinde bulunmaz yararınıza olmaktadır.
DAVAMI NEREDE AÇMALIYIM?

Davalar yetkili ve görevli mahkemelerde açılmalıdır. Hangi tür mahkemenin görevli olduğunu tespit ettikten sonra, hangi yer mahkemesinin yetkili olduğunu da belirlemeniz gerekir. Bu sorunun kısa bir cevabı olmadığı ve hatalı mahkemeye başvurmak zaman, para ve hak kayıplarına yol açabileceği için davanızı açmadan önce bu konuda mutlaka bir hukukçudan profesyonel yardım alınız.

 

DAVA AÇMADAN ÖNCE NELERİ BİLMEM GEREKİR?

Bir avukat yardımından faydalanmayacak iseniz aşağıdaki soruları kendi kedinize sorunuz;

a) Dava açmak için yeterli bilgiye sahip olduğunuza emin misiniz?

b) Davanızı takip etmek konusunda kararlı mısınız? Dava açtıktan sonra takip etmeyi ihmal etmeniz, davanızın reddedilmesine veya açılmamış sayılmasına neden olabilir.

c) Davanızın olumsuz sonuçlanması halinde ne gibi sonuçlar doğuracağını değerlendirdiniz mi?

Bir avukatınız varsa sizi bu konularda tam olarak bilgilendirmesini talep ediniz;

a) Davanızın size maliyeti ne olacaktır? (Dava harcı, masraflar ve avukatlık ücreti vs.)

b) Davayı kaybetmeniz halinde katlanacağınız ek maliyet ne olacaktır? (Tamamlanacak dava harcı, karşı tarafa ödenecek avukatlık ücreti, mahkeme masrafları vs.)

c) Uğradığınız haksızlığın giderilmesi için başvurulabilecek başka hukuki yöntemler var mı?

 

DAVA DİLEKÇENİZ NASIL OLMALI?

1. Adınız soyadınız, TC kimlik numaranız, açık adresiniz

2. Karşı tarafın; adı soyadı (kurum ise ünvanı), biliyorsanız TC Kimlik Numarası, adresi

3. Mümkün olduğunca açık ve öz şekilde aşağıdaki hususları dilekçenizde belirtiniz

a. Davanızın konusu

b. Davayı açma nedeniniz

c. Talebiniz (dava sonucu elde etmek istediğiniz sonuç)

d. Yasal dayanaklarınız

e. Delilleriniz

i. Dilekçeniz arkasına delil listesi ekleyerek tüm delillerinizi sıra ile yazınız. Elinizde olan delilleri dilekçeniz ekinde sıra numarası vererek sununuz. Elinizde olmayan delillerin nereden temin edileceğini açık şekilde yazınız.

f. Davaya konu olayın (şeyin) gerçekleştiği tarih ve sizin öğrendiğiniz tarih

g. Varsa dava konusu ile ilgili içtihatlar (önceki kesinleşmiş mahkeme kararlarından örnekler)

 

Dava aşamanızın sağlıklı yürümesi adına profesyonel şekilde yazılmış bir dilekçeye ihtiyacınız vardır. Bu konuda bir avukata danışmanız sizin için daha yararlı olacaktır.

 

DAVA AÇILIRKEN MASRAFLAR NELERDİR BUNLARI KİM KARŞILAR?

Bir dava açılırken başlangıçta dava harcı adı altında bir ödeme yatırılmalıdır. Bu harç miktarı davaların türüne göre alınacak harç değişiklik göstermektedir. Harç miktarları yasayla belirlenmiş olup her yıl yenilenmekte ve değişmektedir. Bu harç dışında tebligat giderleri ile keşif, bilirkişi, tanık ücretlerini de içine alan bir gider avansı daha ödenmektedir. Bu gider avansı da her yıl adalet bakanlığınca tespit edilmektedir. Yapılan son yasal değişikliklerden sonra gider avansı da bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. Yani gider avansı yatırmadan bir davanın görülmesi mümkün değildir. Gerek harç ve gerekse gider avansı öncelikle davacı taraftan alınmaktadır. Davanın akibeti önceden yapılan bu masrafların akibetini de ortaya koymaktadır. Yani dava sonunda mahkeme, masrafların kime ait olması gerektiğini de hükme bağlamaktadır.

 

VEKALETNAME NASIL ÇIKARTILIR, NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Bir avukata vekaletname verecekler, nüfus cüzdanıyla ya da pasaportuyla bizzat bir notere giderek, aşağıda ayrıntısı verilen bilgiler doğrultusunda, vekalet konusu olacak işinin niteliğine uygun vekaletname düzenlettirebilirler. Yurt dışında bulunanlar konsolosluklarda vekaletname düzenlettirebilirler. Hangi avukata vekaletname verilecek ise vekalet verilecek avukatın/avukatlarının bilgilerinin notere bildirilmesi gerekmektedir.

 

  • Genel vekaletname çıkartılırken, vekaletnamede, “Ahzu kabz, sulh ve ibra, davadan ve temyizden feragat, feragati ve davayı kabul, birlikte ve ayrı ayrı vekaleti ifa, davayı ıslah, tevkil, teşrik” gibi yetkilerin bulunması/bulunmaması gerektiği yönündeki talebinizi notere bildirmelisiniz.

 

  • Boşanma vekaletnamesi için iki adet fotoğraf gerekmektedir. Boşanma, nafaka, tanıma ve tenfiz davaları için çıkartılacak vekaletnameler özel yetki ve fotoğraf içermelidir. Ayrıca boşanma ve nafaka davaları için çıkartılacak vekaletnameler iki nüsha çıkartılmalıdır.

 

  • Şirketler adına düzenlenecek vekaletnamelerde imza sirküleri ve yetki belgesinin notere ibrazı gerekmektedir. Bir kişi, aynı vekaletname ile hem şirketi temsilen, hem kendisi için vekalet verebilir. Aynı şekilde birden çok kişiler de bir vekaletname ile aynı avukata vekalet verebilirler. Böylece, daha az vekalet harcı ödenmiş olmaktadır.

 

  • Vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerin vergi numaralarını notere bildirmeleri zorunludur.

 

  • Niteliği bakımından tapuda işlem yapılmasını gerektiren sözleşme ve vekâletnameler, vasiyetname, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış, gayrimenkul satış vaadi, vakıf senedi, evlenme mukavelesi, evlat edinme ve tanıma, mirasın taksim sözleşmesi ile öteki yasalarda re’sen tanzimi öngörülen işlemlerin “düzenleme” şeklinde yapılması gerekir. Düzenleme şeklinde işlem bir tutanak halinde bizzat noter tarafından ilgilinin durumuna ve arzusuna göre düzenlenir. Bu nedenle, söz konusu işlemler (iş kâğıtları), ancak ilgilinin nüfus cüzdanı, geçerli pasaportu ve iki adet yeni çekilmiş vesikalık fotoğrafıyla birlikte Türkiye’de bizzat notere yapacağı başvuru üzerine düzenlenebilmektedir.

 

 

  • UYARI: Vekaletname örnekleri ve açıklamaları kısaca bilgilendirme amacı ile yazılmış olup örnek vekaletnameler içeriği itibari ile daha geniş veya dar yetkileri içerebilir. Yukarıda yazılı vekalet örneklerinin açıklamaları, vekaletname içeriğindeki terimlerin açıklamaları, tam olarak vekaletnamenin veya terimlerin karşılığı olmayabilir, ayrıca çıkarılma aşamasında ihtiyaç duyulan öğeleri de tam olarak yansıtmayabilir. Söz konusu vekaletnameleri örnek alarak kullanan kişiler bu şartları bilerek kullanmalıdır. Bu sayfada yazılı olan ve bu sayfanın bağlantılarında yazılı vekaletname örneklerinden dolayı hiç bir yasal taahhüdümüz sorumluluğumuz bulunmamaktadır.
HAKKIMDA DAVA AÇILDIĞINI NASIL ÖĞRENİRİM?

Hakkınızda dava açıldığını e-devlet üzerinden yahut vatandaş- Uyap sistemi üzerinden öğrenebilirsiniz. Yine ikamet adresinize gelecek mahkeme tebligatı ile de hakkınızda dava açıldığını öğrenmiş olursunuz. Tebligatın tarafınıza tebliğinden itibaren dava konusu alanında uzman bir avukatla görüşmenizi ve hukuki yardım almanızı hak ve süre kaybına uğramamanız için önemle tavsiye ederiz.

TANIKLIK ÜCRETİ NEDİR?

Tanıklık ücreti yargılamada tanıklık yapan kişilere, mahkemede tanıklık yapması nedeniyle kaybetmiş olduğu zamanla orantılı olarak o sene için belirlenen tarifedeki bedel üzerinden tanıklık ücreti ödenmektedir. Tanıklık ücretini isteyip istemediğiniz konusunda yargılamayı gören mahkemeye talepte bulunmanız ve akabinde mahkeme kalemine ibraz edeceğiniz nüfus cüzdanınız neticesinde tahsil etmeniz gerekmektedir.

MAHKEMEDE TANIKLIK YAPMAYA GİTMEZSEM NE OLUR?

Tanık olarak çağrıldığınız mahkemenin ilk duruşmasına gitmediğiniz takdirde mahkeme tarafından hakkınızda zorla getirme kararı çıkartılabilir. Bu takdirde kolluk kuvvetleri tarafından bir sonraki duruşmaya katılımınız sağlanacaktır.

KİRACIMI NASIL TAHLİYE EDEBİLİRİM?

Kiranın tahliye edilmesini ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan tahliye sebeplerinin varlığı aranmalıdır. Kiracının tahliyesi ancak kanundaki sebeplerden birinin varlığı halinde söz konusu olabilmektedir. Sebep olmaksızın kiracının mahkeme kanalı ile tahliye edilmesi mümkün değildir. Bu kapsamda kiracınız kirasını ödemiyorsa ya da kiralananın kullanımı konusunda sorun var ise, konut ya da ş yeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın boşaltılması gerekiyorsa ve 6098 sayılı kanunda yer alan diğer sebeplerin varlığı halinde kiracının tahliye edilmesi mümkün olacaktır. Ancak kanun kiracının tahliye edilmesinde mahkeme öncesi ve mahkeme sürecinde sıkı kuralları uyguladığı ve aradığı için tahliye konusunda alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınmasını önermekteyiz.

KİRA BORCUNUN ÖDENMEMESİ HALİNDE HANGİ YOLLARA BAŞVURABİLİRİM?

Kira borcunun bir kira dönemi içerisinde ödenmemiş olması halinde kiracının temerrüdü oluşmaktadır ve temerrüde düşen kiracıya kirasını ödemesi aksi takdirde tahliye edileceğine ilişkin ihtar gönderilmektedir. İhtarın 6098 sayılı kanunun aradığı koşulları taşıması ve kanunda belirtilen hak düşürücü sürenin belirtilmiş olması zaruridir. Kiracıya verilen bu süre içerisinde kira bedelinin ödenmemesi halinde kiraya verenin dava açarak kiracısını tahliye ettirmesi mümkündür. Kiracının bu süre içerisinde kirasını ödemesi halinde ise kiraya veren bir dönem içerisinde iki kez kira bedelinin ödenmesinde gecikmeye düşülmesini konu olan iki haklı ihtar nedeniyle tahliye davasının koşullarının oluşmasını beklemelidir. Bu koşulların oluşmasını müteakip iki haklı ihtar nedeniyle tahliye davasını açarak diğer koşulların da oluşması halinde kiracısını tahliye ettirebilecektir. İlgili konuda alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınmasını önermekteyiz.

BOŞANMA DAVASI SIRASINDA VE SONRASINDA HÜKMEDİLECEK NAFAKA YALNIZCA KADINA TANINAN BİR HAK MIDIR

Nafaka 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu gereğince boşanma davasının görüldüğü sırada muhtaç duruma düşen ve boşanma davasının sonrasında da ihtiyaç durumu devam eden tarafa hakim belli bir miktar nafakanın ödenmesine karar verebilmektedir. Bu noktada nafaka talep edenin ya da nafakayı ödeyecek kişinin kadın ya da erkek olması önem arz etmemektedir.

NASIL ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI AÇABİLİRİM?

Anlaşmalı boşanma davası açmak için önce eşinizle boşanma protokolü imzalayıp nafaka, eğer varsa çocukların velayeti gibi konuları kararlaştırmanız gereklidir. Ardından imzaladığınız boşanma dilekçesi ve ekinde protokol ve nüfus kayıt örneğiniz ile aile mahkemesine başvurmanız gerekmektedir.

EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ YANİ KANUNİ MAL REJİMİ NEDİR?

Emek karşılığı edinilen mallarda eşlerin ortak hakkının olduğu mal rejimidir. Bu mal rejiminde kişisel ve edinilmiş mallar tamamen birbirinden ayrılmıştır. Bir eş, diğer eşin kişisel malları üzerinde hak sahibi değildir. Eşlerin, birbirlerinin sadece edinilen malları üzerinde hakları vardır. Eşler arasında kanunen geçerli mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir.

MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ NEREDE VE NASIL YAPILIR?

Mal rejimi sözleşmelerinin Noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılması gerekir. Uygulamada mal rejimi sözleşmeleri, avukatlar aracılığı ile hazırlanıp; taraflarca notere onaylattırılır.

MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ YOKSA SONUCU NE OLUR?

-Eşler evlenmeden önce mal rejimi sözleşmesi yapmamışlar; evlenme sırasında da bu konuda beyanda bulunmamışlarsa, eşler arasında kanuni mal rejimi yani edinilmiş mallara katılım rejimi geçerli olur.

-01 Ocak 2002 tarihinden önce evlenenler hangi mal rejimine tabidir?

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu,  01 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

BU TARİHTEN ÖNCE EVLENENLER, KANUNİ OLARAK  01 OCAK 2002 TARİHİNE KADAR MAL AYRILIĞI REJİMİNE TABİDİR. 01 OCAK 2002 TARİHİNDEN SONRA İSE EDİNİLMİŞ MALLARA KATILIM REJİMİNE TABİDİR.

-Ancak, taraflar 1 Ocak 2003 tarihine kadar notere başvurup yeni mal rejiminin evliliklerinin başlangıcından itibaren uygulanmasını kabul etmişlerse evliliğin başından itibaren edinilmiş mallara katılma rejimine tâbi olurlar.

BOŞANMA DAVALARINDA ÇOCUĞUN VELAYETİ NEYE GÖRE ANNEYE VEYA BABAYA VERİLİR?
  • Velayet düzenlenirken çocuğun yararı, her şeyin üstünde tutulur. Velayet konusunda çocuğun yaşı çok önemlidir. Yaşı küçük ise genellikle çocuk anneye verilir. Çünkü; çocuğun anne bakımına ihtiyacı vardır. Ama, annenin çocuğa bakamayacağı veya haysiyetsiz hayat sürdüğü kanıtlanırsa velayet babaya da verilebilir.

 

  • Çocuğun Yararı:

 

1. Yaşına,

2. Cinsiyetine,

3. Alıştığı çevreye,

4. Boşanma sonrasında çocuğun aile ortamında yaşayabilme olanağına,

5. Çocuğun isteğine,

6. Anne ve babanın çocuğa bakma olanaklarına göre belirlenir.

 

NAFAKA ÖDEMEYEN EŞİN ÇOCUKLA GÖRÜŞMESİ ENGELLENEBİLİR Mİ?

Kişisel ilişki kurulması, nafakasının ödenip ödenmemesine bağlı değildir. Bu kanuni bir haktır. Eş, nafakayı ödeyemese de çocukla görüşebilir.

ALACAĞIMI İCRA YOLU İLE NASIL TAHSİL EDEBİLİRİM?

Alacağınızı tahsil etmek için borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde icra takibi başlatmanız gerekmektedir. İcra takibi başlatmak için öncelikle ödeme talebi hazırlayarak ekine borcunuzu ispatlayan sözleşme, fatura, kambiyo senedi gibi dokümanları da eklemeniz gerekmektedir.

İCRA TAKİBİNE İTİRAZ ETMEZSEM NE OLUR?

Usulüne uygun bir şekilde başlatılmış olan icra takibine süresi içerisinde itiraz edilmemesi halinde icra takibi kesinleşir ve aleyhinize haciz işlemleri başlatılabilir. Bazı durumlarda tebligat kişi evde olmadığı için muhtara da bırakılabilmektedir. Bu durumda muhtara tebligatın diğer koşulların varlığı halinde geçerli olduğunu ve kişinin muhtardan tebligatı aldığı tarihin değil, posta görevlisinin evrakı muhtara bıraktığı tarihin tebliğ tarihi olduğunun bilinmesi zaruri önem arz etmektedir. Olumsuz bir durumla karşılaşmamak için ödeme emri ya da icra emrini tebliğ alır almaz alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınmasını önermekteyiz.

HUKUKEN BAĞLAYICI BİR SÖZLEŞME NASIL HAZIRLAYABİLİRİM?

Sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca Borçlar Kanunu’nun birçok alanında sözleşme hazırlayabilir ve imzalayabilirsiniz. Ancak bağlayıcı sözleşme hazırlamak için öncelikle sözleşme konusunun özel geçerlilik şartları gerektirmediğinden emin olmanız gerekmektedir. Taşınmaz satışı, kefalet, gemi satışı, araç satışı gibi sözleşmeler özel geçerlilik şartları gerektirmekte olup bu şartların yokluğu sözleşmenin geçersizliği ile sonuçlanacaktır. Önemli bir bağlayıcı sözleşme hazırlamadan önce avukatınıza danışmanızı önemle tavsiye ederiz.

TÜKETİCİ HAKEM HEYETİNE NASIL BAŞVURURUM?
  •  Şikâyet konusunu içeren dilekçe ve ekinde konuya ait belgelerle (fatura, satış fişi, garanti belgesi, sözleşme vb.) bizzat, E- Devlet üzerinden veya posta yolu ile başvurabilirsiniz.

 

  • Yazılı dilekçenizde,

 

  • Satın aldığınız mal veya hizmetin ne olduğunu veya özelliklerini,
  • Malın ne zaman teslim edildiğini veya hizmetin ne zaman ve nerede verildiğini,
  • Ne kadar para ödediğinizi,
  • Sorunun ne olduğunu,
  • Satıcıya durumu ilettiğinizde neler olduğunu,
  • Ne yapılmasını istediğinizi anlatın.
İSTEDİĞİM KİŞİYE MİRASIMIN TAMAMINI BIRAKAİBİLİR MİYİM?

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu bu noktada aile bağlarını üstün tutmuş ve saklı paylı mirasçıların saklı payları haricinde murisin terekesi üzerinde tasarruf edebilmesine imkan sağlamıştır. Bu nedenle saklı paylı miracılar saklı paylarını aldıktan sonra kalan miras payı üzerinde murisin dilediği gibi tasarruf hakkı bulunmaktadır. Saklı paylı mirasçılar 4721 sayılı kanunda sayılmış olan eş, altsoy (çocuklar) ile anne ve babadır. Saklı paylı mirasçılarında kendi içerisinde hak sıralaması bulunmakta olup, mirastan kaynaklı hakkınızı alamadığınız düşünüyorsanız herhangi bir hak ve süre kaybına uğramamak için alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınmasını önermekteyiz.

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI (HAGB ) NEDİR?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ceza mahkemelerindeki yargılama sonucunda yetişkinler için 2 yıl veya daha az, suça sürüklenen çocuklar için de 3 yıl ve daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezası alınması halinde sanığın kabul etmesi halinde mahkemenin kurmuş olduğu hükümdür. Sanık hükmün açıklanmasını geri bırakılmasını kabul etmezse mahkeme tarafından bu karar verilmemektedir. Sanığın hükmün açıklanmasını kabul etmesi halinde ise kararın kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde sanık kasten yeni bir suç işlemediği takdirde ilgili suçtan olayı almış olduğu HAGB cezası sicilinde görünmeyecektir. Bu süreç içerisinde ise sanık hakkında verilen HAGB kararı, özel olarak tutulan HAGB sicilinde bulunacaktır. Sanık 5 yıl içerisinde kasen yeni bir suç işlediği takdirde ise hem yeni işlediği suçtan dolayı ceza alacak hem de önceki HAGB’si açılarak cezaya dönüştürülecektir.

AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ NE İÇİN YAPILIR?

Avukatlık ücret sözleşmesi, avukatınızla anlaşmış olduğunuz dava konusu işin yapımı ve ücretinin yazılı bir metne aktarılması ve iki tarafın da hakkının korunması amacıyla önem arz etmektedir. Bu nedenle hukuki yardımından faydalanacağınız avukatınızla ilgili davanız nezdinde avukatlık ücret sözleşmesini akdetmenizin yararınıza olacağını düşünmekteyiz.